20 Kasım 2009 Cuma

Body Shop Kandilim


Şu güzelliğe bakar misiniz! Birçok kişinin aksine evde kokudan rahatsiz olmam ben. Canim annem Body Shop kandillere pek düşkündü, evlenince ben de bu geleneği sürdürdüm. Sevgili koca, evde tütsü yaktirmadiği ve oda kokusu sıktırmadiği için ben de bu yolu seçtim :) Bu kandil hem çok şık duruyor hem de içerisinde aromatik yağlar su ile kariştirilip yakiliyor. Bu sayede İkea'dan bir hevesle aldiğim ve 2 yildir bekleyen koca bir paket küçük çilekli mumlarimi da tüketmiş oluyorum :)


 Body Shop'ta güzel bir indirim yakaladiğiniz anda bu ev kokusu yağlari çok ucuza geliyor, ben indirimleri takip edip %50 indirimde toptan almiştim. Caniniz hangi kokuyu isterse, kandilimize su koyuyoruz içine de birkaç damla yağ damlattik mi ohhh... Bizim ev şu siralar White Musk kokuyor :)))


14 Kasım 2009 Cumartesi

Lush Alisveris


Biz annemle sadece Bağdat Caddesi Lush'tan alişveriş yapiyoruz. Çok sadiğizdir kozmetik konusunda, bir kere seversek birakamayiz. Başka Lush mağazasina girmek aklimiza bile gelmiyor.. Geçenlerde de bir telefon geldi, sizi özledik, gelin yeni sezonumuza bakin, mağazada hediyeleriniz sizi bekliyor diye :D Atladik hemen!

Snow fairyler her yeri doldurmuş, yilbaşina özel ürünler yine çok güzel.. Ben hala önceden aldiğim Snow Fairy duş jelimi kullandiğim için yenisini almadim henüz. Son yedeğimdeyim :) Nasil korktuysam 1 sene yok diye, düşünün :)) Yeni ürünler de gelmiş.. Balli sabunun kati parfümünü yapmişlar, ohh misss... Fazla çildirmamak için birbirimize söz vermiştik, bir yere kadar tuttuk sözümüzü :)

Ben sadece evde bitmekte olan ve kocamin çok sevdiği balli sabundan aldim, yani Honey i washed the kids, adini yazmak uzun geliyor da :D Bir de yeni bir sabun gelmiş, antep fistikli ve İsparta gülsuyu özlü. Gördüğünüz gibi içi fistik dolu!!! Ben çok beğendim, kokusu da güzel..

Aşağidakiler de hediyelerim :) Tarçinli sabun ( selülitlere sürmek iyi gelirmiş), kalp şeklinde masaj sabunu ve 3 tane sample ürün. Biri Snow Fairy duş jeli biri vanilyali losyon biri de vanilya kokulu pudra.. Sadik müşteri olmayi seviyorum :D

Siz de bir göz atin derim Lush'a.. Hele bu yilbaşi zamanlarini çok seviyorum!

13 Kasım 2009 Cuma

Haftanin Hosluklari

* Dizimax canlandi! Yeni sezonlar başladi, soğuk havada akşam yemeği sonrasi kanapede dizi izlemek gibisi yok..

* Yilin en sevdiğim zamani geldi bile :)) Yaşasin yeni yil hazirliklari! Yaşasin yeni yil indirimleri, kofreleri :))) Kendine gel Caramel!

*Starbucks'ta Toffee Nut zamani :) İçebildiğim kadar içmeliyim, yilda 1 kere olmasi ne kötü :(

* Yeni koşu bandim, oleyyyy! Küçücük evimizin mutfağinda ( çünkü ancak oraya siğdi!) artik Voit Walker M koşu bandimiz var.. Koşu bandinin yaninda masaj kemerimiz varrr, dumbilimiz varr, twisterimiz bile varrr :) Hatta küçük odada twist&shape, pilates topu, pilates lastiği, bir sürü egzersiz dvdsi ve mekik çekme aletimiz bile var! Yuhunuz sanirim :) Aman tanrim, ev tam teşkilatli spor salonu olmuş! Bundan sonra da spor yapma, sevgili kocan seni doğrasin Caramel :/

*Gördüğünüz üzere, fit kadinlarin yaninda spor salonuna gitmeyi sevmeyen benim gibi kadinlar için bizim evde üyelik alabilirim haha :) Rakamda anlaşiriz, ev bitki çayi dolu, keyif ve dedikodu da cabasi!

* Ya benzin ne kadar pahali :( İnsan kendi cebinden verince böyle oluyormuş meğer ühü!

* Bir sürü ürün bitirdim, keyfime diyecek yok..

* Cilt bakim serim bitmek üzere, Dermalogica'ya merak sardim. Küçük boylarini deneyip kararimi vericem.

* Şu ara cildime çok özen gösteriyorum çünkü soğuk hava beni fena vurdu. Suratim pul pul döküldü resmen, ama toparladim. Şöyle iyi bir marka nem maskesi önersenize bana...

*Ayin parfümü olarak Missoni Acqua. Tüm ay bunu sürdüm, bayiliyorum. Ve evet tabii ki yedeği var :) Adim yedekçi Caramel'e çikacak bu gidişle!

* New Moon geliyor!

*1.5 aydir Loreal Voluminous Blackest Black kullaniyorum. Çok memnunum.

*Kiş geldi, benim dudak eziyetim başladi. Elimde sürekli lipstick. Lip balm ordusu var evde..

* Sarelle findik ezmesi diyorum.. Kocam kendine aldi diyorum.. Dayanamadim, yaptim bir eşeklik diyorum.. Kocacim eve almayalim lütfen diyorum...

12 Kasım 2009 Perşembe

Sephora by OPİ - Metro Chic


Buyrun size NY ganimetlerinden biri! Bu ojeyi ne zamandir bloglar ve youtube sayesinde görüp istemekteydim. Oraya gidince ilk yaptiğim şey bir Sephora bulup oje standina kök salmak oldu :)

Tirnaklarim için özür dilerim, foto çekmeden bir önceki gün bordo sürmüştüm, tam çikmadi meret. Siz rengi görün yeter :))

Ben bayildim bu renge! Türkiye'ye döndüğümden beri de sürekli bunu sürüyorum. Bu seriden 3 oje daha aldim. Sürünce eklerim onlari da..

Ah unutmadan, 3 kat var burada! 2 katta anca kendini topluyor oje, 3 kat süper.. Kurumasi güzel, o yüzden 3 katla uğraşabiliyorum.. Komik yani, oje çikmaya başlayinca soyulmuyor bende.. Rengi açiliyor :)) Diyelim 2 gün geçti , 3 kat değil de 2 kat sürmüş gibi duruyorum. Değişik geldi bana :)

Not: Yorumlar gelmeye başladi, tabi daha da bilgi verelim :) Bu renk gri-mor gibi.. Bir de Türkiye'ye gelmedi henüz bu seri diye biliyorum...

7 Kasım 2009 Cumartesi

New York Anıları 3

                                                                       Central Park

Geçen yazimdaki yorumlarinizdan anlaşiliyor ki alişverişleri merak etmeye başlamişsiniz artik :) Tabii ki hepsini bir anda koyamam buraya çünkü aylik bir foto yükleme limitim var, zaten bolca NY fotosu koyarak hakkimi dolduruyorum. Böyle giderse ileride hiç kozmetik fotosu göremeyeceksiniz :)) Tüm alişverişlerimi bir anda size göstermek yerine denedikçe ve kararimi verdikçe size söyleme niyetindeyim...

                                                                          Central Park

New York'taki ilk hafta sonuma yine yağmurla başladik, ama alişveriş herşeyi unutturdu :) Tüm gün kuzenimle Soho, Tribeca ve Broadway'de dolandik durduk... Bu arada NY'daki en sevdiğim yerler burasiydi... Forever21'den H&M'e, Best Buy adindaki Teknosa tadindaki mağazadan binbir türlü ucuz ayakkabi cennetlerinde kendimden geçmiş olabilirim :) Hatta söylemem gerek ki sevgili kocam ve annemler benim henüz evden çikip çikmadiğimi bankalardan gelen kredi karti çekim onaylama sorgularindan anliyorlardi :)))

Mağazalardan kisaca bahsedersek... Bu sezon H&M'e bayildim!! Hirkalar, taytlar, ceketler, tunikler... H&M'i buraya getirmeyen zihniyeti kiniyorum :) Bana sakin Terkos Pasajinda bulursun, aman zaten neredeyse var demeyin, kendinizi de kandirmayin, inanin buradakiler hiçbir şey :D Herşeyde gözüm kaldi desem! Üstelik bavul H&M ile doldu :D

H&M'in tersine, büyük umutlarla gittiğim Forever21 ise beni hüsrana uğratti! İnternet üzerinden gördüklerim nerede, kocaman bir mağazanin içerisinde koca koca giysi yiğinlari nerede? Bir kere kumaşlar ucuz, kalitesiz.. İncik boncuk ve ucuza tayt aldim sadece bu markadan.. Bence çok basitti, çok.. Hayal kirikliği..


Bu foto en sevdiklerimden..

Cumartesi gecesi Lower East Side'da bir bara gidip dağitalim dedik, fakat o kadar yorgundum ki.. Aklimda kalan en güzel şey biraz sevmediğim halde içtiğim blueberryli biraya bayildim! Neden burada yok ki...

Pazar sabahi ise öyle güzel bir hava vardi ki anlatamam! Brunch için kuzenim ve ev arkadaşi ile West Village'da tatli bir cafede yerimiz hazirdi. Oradan da birçok sokaği kaplayan kocaman bir bit pazari gezisi :)

Tabii güzel hava varken durulur mu? Attik kendimizi benim çok merak ettiğim Central Park'a! Yukarida çimlere serilen milletin halini gördünüz :) Kilimini, yemeğini, kitabini alan burada... 

Central Park'a ne kadar aşik olduğumu nasil anlatabilirim size...

Central Park'tan sonra Colombus Circle ve 57. Cadde'de gezindik. Günün sonunda ise NY'ta okuyan, en yakin lise arkaşim Mervecimle buluştum. 2 gün kaldiğim evinde ilk gece True Blood sezon finali ve Ncis sezon başlangici, 2. gece ise Gossip Girl sezon başlangici partisi yaptik :)) 


LOVE fotosu çekmesem olmazdi :)


 Bryant Park'tan Chrysler Building görünüşü

Fotoğraflari karişik koydum, başka başka günlere ait.. Her günü ayri ayri anlatmaya kalksam olmayacak, bu NY teranesi bitmeyecek :) Bir yazi daha yazarim, ondan sonra tamam..


Times Square
42. Caddedeki Times Square, öyle büyük, öyle kalabalik ve öyle haşmetli ki... İnsani çok yoruyor.


Union Square

U. Square ise kendimi daha rahat hissettiğim, New York Universitesi'ne yakin olduğundan daha çok gençlerin olduğu bir meydan. Ben gerçekten çok sevdim burayi ve kalabaliğin içinde kaybolmak istediğim zamanlarda bu meydanda aldim soluğu :)

5 Kasım 2009 Perşembe

New York Anilari 2


Brooklyn Köprüsü

Blog işini iyice serdim biliyorum ama daha önce yaşamadiğim bir yazi kitlenmesi yaşiyorum bugünlerde :) Günlerdir kafamda neredeyse 30 tane yazi hazir, ama ne zaman ekran karşisina geçiyorum, kelimeler dökülmüyor parmaklarimdan :( Artik kendimi zorlamam gerek diye düşünüyorum... İnşallah eski halime dönerim...

Önceki yazimda NY'a geldiğim gecede kalmiştim. Sabah olsun da başlasin artik macera :)

İlk sabahim yağmurla başladi New York'ta. Gece geç yatmama rağmen sanirim jetlagin etkisiyle çok zinde kalktim. Geceden kuzenim ve ev arkadaşi Türkiye'den getirdiğim haritalarin üzerinde o gün gezmemi istedikleri yerleri ve izlemem gereken yollari işaretlemişlerdi. İlk gün Downtown günü :)

Şehrin plani ilk olarak çok garibime gitti, dikey ve yatay kesişmelerden oluşan bir şehir :) Çözdükten sonra öyle kolay ve zevkli ki... Tipki ilk önce metro sisteminin feci karişik gelmesi ve 3 gün metroya binmeyi reddetmem gibiydi :) İlk an insan panikliyor tabii, tek başina dolaşacağim!

Şuna inaniyorum ki bu şehirde kaybolmaniz çok zor!! Gerçekten yahu... Gideceğiniz yönü mü şaşirdiniz? Hemen bir sokak başina gidin, sokaği kesen avenue'yü ve sokak ismini haritanizda bulun ve voilaaa işte doğru yoldasiniz :) Hiç utanmadim, kafamin kariştiği her an bir köşede durup açtim haritami :)

İlk gün Downtown gezisi için kuzenimle beraber evden çiktik sabahin köründe. O işe gidecekti, ben de tek başima şehri keşfedecektim ilerleyen her gün olacaği gibi :) Hemen köşe başindan içine sade krem peynir sürülmüş, üzümlü ve tarçinli bagel ve sütlü şekerli kahvemizi aldik :) Benim favorim bu menü oldu, hep bunu yedim :D

Ben çok beğendim bu bagel işini... Simit gibi ama susamsiz, açma gibi ama daha yağsiz ve daha sert... Her çeşidi var, tatli tuzlu, içine sürdürebileceğiniz bir sürü krem peynir çeşidi var...

Hemen metroya indik, şansima kuzenimin evinin hemen yakinindaydi metro istasyonu ve neredeyse bana gerekli olan tüm trenler geçiyordu buradan :) West 4 Street istasyonuna hoşgeldiniz :) Bana 2 haftalik sinirsiz metrocard aldik ve ben ilk günü yürüyerek geçirmek istediğim için sokaklara geri döndüm.

Bir yandan haritaya bakmaya çalişiyorum bir yandan kahvem ve şemsiyemi tutmaya çalişiyorum. Zaten bir korku havasi hakim ruhuma :) Kizim senin ne işin var, bak tek başina kaldin sokaklarda, korkma Caramel, alişicaksin, sen dur bi sigara yak iyisi mi, bi kafani topla...


City Hall
Tam ben sigarami yaktim, şemsiyemin altindan haritaya bakiyorum bir adam yanaşmaz mi yanima! Offf olacak iş mi bu! Adam yanima yanaşti dibime kadar, Pardon dedi bana bir sigara verir misiniz? Haydaaa nerden çiktin be adam! Zaten korku sarmiş ruhumu, ne cevap vereceğimi şaşirdim bu ani gelen soruya.. Ne bileyim ben bu amerikalilarin bu kadar otlakçi oldugunu :D

Nazik ama sert bir sesle lütfen gidin beni rahat birakin dedim, hiç ikiletmedi uzaklaşti! Şaşirdim kaldim, ama daha sonra her gün bu gibi insanlarla hep karşilaştim, sen sigara yakinca yanaşiyorlar, nazikçe isteyip sonra ikiliyolar :) Bu yüzden dikkat edin, çantanizdan tüm paketi çikartmayin sigara falan yakacağiniz zaman!!! Tek dal çikartin yakin, isterlerse de ben de tek sigarami içiyorum deyin.. Bunlari uzun uzun anlatiyorum, ben şaşirdim siz şaşirmayin :) Yazilarimdan bikaç tane şey işinize yararsa birgün, beni anarsiniz kalbimin kaldiği şehirde :)

Tüm gün yürüdüm o yağmurun altinda deliler gibi, hiç dinmedi!


City Hall Park

İlk günkü duraklarim: Soho, Tribeca, Broadway, Brooklyn köprüsü, City Hall park, Ground Zero, Trinity Kilisesi, Wall Street, Canal Street, West Village, Century 21 ve Carrie'nin evi :D

Aklimda bunlar kalmiş... Century 21 birçok markayi ucuz bulabileceğiniz toptanci gibi bir mağaza.. Ne kadar büyük anlatamam, 2 saatte zor çiktim :) Çiktiğimda elim kolum poşet doluydu ve ayaklarimda yeni bir çift yağmur botu vardi :D


Wall Street

En çok garibime gidenlerden biri yağmur çamur demeden milletin spor yapmaya devam etmesiydi! Yağmurluk bile giymeden atlamişlar çiplak çiplak sokağa, koşuyorlar Brooklyn köprüsünde... Bir de iş kadinlari bile yaz yağmurunda parmak arasi terlik giyiyordu. Burada olsa deli mi nedir deriz, ama 2. günden sonra ben de flip flop geçirdim ayağima :)


 Wall Street

Akşam olup da eve vardiğimda yorgunluktan ölüyordum ama kendime güvenim gelmişti nihayet :)

YSL Rouge Volupte ve Rouge Pur Rujlar


Bugünlerde bloglarda yerel bir kozmetik markasinin fotolari dolaşirken, size bir güzellik yapayim istedim :) Gözünüz gönlünüz açilsin, şu küçük şik kutucuklara saygiyla bakin :))

Ben Yves Saint Laurent markasina çocukluktan beri özeniyordum, birkaç ürününü denemesem olmazdi :) Yabanci bloglarda arama yaptiğinizda genelde 148 nolu Tea Rose adli ruj çikacaktir karşiniza... Günlük ve hoş bir seçim... Yaninda da 07 nolu Lingerie Pink Rouge Volupte...


Rujlarin en tatli özelliklerinden biri aynalari! Özellikle çektim bu 2 fotoyu, rujunuzu sürerken ayna aramayacaksiniz, ne kadar net gösterdiğine bir bakin!


Bu rujlarin diğer bir özelliği pigmentasyonlarinin çok yüksek olmasi, gerçekten yoğun bir renk elde ediyorsunuz... Bir de nemlendirmesi çok güzel, dudaklarinizda kayiyor ruj... Kaliciliği dudaktan dudağa değişir elbet, tazeleyin canim siz de :)


Gelelim 11 numarali Rose Culte Rouge Volupte'ye... Şu rengin güzelliğine bakar misiniz :)


Bu ruju yukaridaki renkler kadar rahat kullanabilir misiniz bilmiyorum ama tüm dikkatleri size çekeceği kesin! :)) Aşağidaki dudaktaki hali.. Ve bilmelisiniz ki bu hafif uygulanmiş hali!! Yoğun uygulamayi varin siz düşünün :))