Benim Ataturk'um

İzmirli bir aileyiz biz. Atatürk sevgisi küçükken sokuldu içimize. Annemler çalıştığı için 10 sene bana bakan babaannem sağolsun, ben de bu sevgiden nasibimi aldım. Bizim evde Atatürk tabu olmadı hiçbir zaman, askeri ve insani yönleri hiç ayrılmadı. Her ne kadar muhteşem bir asker olsa da, senin benim gibi o da normal bir insandı di mi? Hatta ben Ata'mı sigara içerken, elinde rakı kadehi, manevi kızıyla dolaşırken, birlikte olduğu kadınlarla daha da çok sevdim... O kadar kötü ve zor zamanlardan geçmiş ki bu adam, herşey hakkıdır... İçerse içsin, severse sevsin helal olsun! Size ne ??

Bu adam bir önderdi, bu adam bir ülkeyi kurtardı, yeniden inşaa etti, bu adam ışık saçıyordu, bu adam yakışıklıydı hem de çok yakışıklıydı, bu adam medeniydi, bu adam karizmatikti, bu adam kültürlüydü, bu adam zekiydi, bu adam çok güzel adamdı... Hem de çok güzel...

İşte bu yüzden, ne zaman bir fotoğrafına baksam bu adam beni benden alır, istisnasız ağlatır...

Haftanin Hosluklari

* Pussycat Dolls'ten Jai Ho... Arabada son ses lütfen :) Esinlenme o kadar güzel ki, bana tekrar Mozart dinletmeye başlattı, klasik müziği özlediğimi farkettim. Haa aklıma geldi, mesela ben hep hayal kurardım ( ve hala kuruyorum...) birgün hamile kalırsam klasik müzik dinlicektim karnımı okşaya okşaya, böyle hepsini özümsemeye çalışçaktım falan :) Hayale bak ya... Evet iflah olmaz derecede duygusalım, neee varrr :S

*Britney Spears'tan nefret ederim ama Circus güzel ya...

*Polat da evlenip cümle aleme gay olmadığını duyurdu ya, helal olsun ahahahahah

* Yalnız Behlül de çok hülyalı hülyalı bakmaya başladı, çok fena çokkkkk :) Ay bi de ağladı garibimmm, canımm yaa... Güzel sahneydi yalnızzz....

*Ebvatamın bu yazısından beri Garou dinliyorum bir de :) Unuttuklarını hatırlamak ne güzel geliyor insana... Muck!

*En sonunda pes ettim ve eve yardımcı aldım ilk defa :) Muhtemelen artık iki haftada bir gelecek. Sevgili koca isyan bayrağını açmıştı napıyım :) Ama ev çiçek oldu beeee çiçekkkk! Şimdi ödüm kopuyor ev dağılacak diye...

*Canım annemle İstiklal'de gezinti... Kadınlar Kahvesi'nde kahve falı :) Ohhh sefamız olsun!

*Toplamda Şubat ayından beri 7 kg verdim... Ey yarabbim sen şu kulunun yüzüne gül :) Pizzaları saymıyoruz ulemmmm, gebertirim haa...

*Cuma gecesi annemler ve nikah şahitlerimizle önce Maltepe Poyraz'da balık sonra Ortaköy Patika'da sabaha kadar Soner Olgun :) Sabah 5:30'da yatıp cumartesi 13:30'da kalktım ohhhh... Tabii babadan da kopardık cumartesi çalışmama iznini :)

*Stradivarius'tan aldığım mavi kelebekli elbisem, siyah mus çorap ve siyah topuklu önü fiyonklu cici kız ayakkabım süper oldular!

*Fön çektirmeyi özlemişim. Evlenmeden önce hergün fönlü gezen ben, evlendikten sonra toplam 4 kere fön çektirmişim :S Ne paspalım yaaa...

*Müjdemi isterim :) Haziran itibariyle işten ayrılıyorum! Ev karısı olucam inşallah, çok mutluyum :))) Hayatımdaki en büyük hayalim olan bebek için inşallah küçük bir tedavi görücem Allah izin verirse... Kendimi yormamam, sürekli doktor kontrolünde olmam ve evde sürekli dinlenmem gerekeceğinden patron babaya isyan bayrağını açtım ve zafer benim oldu :) İzlenecek 10larca film, yapılacak 100'lerce yemek tarifi ve çekilecek bir sürü makyaj fotosu var blogdaşlarım :)

Lütfen ama lütfen dualarınızı eksik etmeyin benden olur mu :) İnşallah güzel günler bekliyor beni...

En Sonunda Mac Sugarsweet

Bendeniz hayattan bu kadar bıkmışken, Sugarsweet koleksiyonunu gözüm hiç görmedi ne yalan söyliyim. Zaten uzun zamandır ilk defa bizim kızlarla buluşup seçemediğim ilk koleksiyon oldu sanırım :) Anca fırsatını bulup dün annecimle gidebildim ve buyrun benim seçtiklerim...

Aquavert- Brill far

Viva Glam VI SE -Big Bow - Lollipop Loving

Aquavert far zaten aklımda olan bir fardı, paletimde bu renk bir far olmadığı için gönül rahatlığıyla aldım. Brill far ise Murat mua'nın kahverengi gözlerimde denediği ve gerçekten güzel duran bir seçenek oldu. Tamamen tesadüf eseri yani :) Ama beğenenler için kötü haber, sanırım Mac bu farı line dan çıkarmış ve Taksim Mac'te de kalmadı... Sorry :)

Viva Glam yeni ruju heyecanla bekliyordum, valla beklediğime de değdi doğrusu... Tam benlik sade, günlük bir ruj. Hani ben Syrup'a aşığım ya, çok çok benziyor yeni Viva Glam Syrup'a. Geldik meşhur Big Bow'a :) Haftalarca dayandım, inat ettim, almıcam bu ruju dedim dedim... Dayanamadım :) Baktım herkes o kadar bayıldı ki, ben de yaz aylarında kullanmak için ekleyiverdim torbaya... Evet iradesizim :S Ve Lollipop Loving, zaten banko bir rujdu benim için. Hafif, yanar döner ışıltı... Süper... Bir de Engraved kalem almistim...

Estee Lauder ile Flort

Eski yazılarımdan birinde Clinique'i artık değiştirmem gerektiğini söylemiştim. Hazır Total turnaround um bitince fırsat bu fırsat arayışlara başladım. Ve şu an Estee Lauder ile flört ediyoruz. İlk gözağrımı aldattığım içinse büyük pişmanlık duyuyorum ama 10 yıldan sonra değiştirmem şarttı!

Neden Estee Lauder derseniz ise net olarak verebileceğim bir cevap yok :) Kendini kanıtlamış bir marka olduğunu düşünmem, Bedişçiğimin geçen haftalarda bol bol övmesi, nemlendiricinin mis gibi salatalık kokması, serumun muhteşem yeşil renkli ambalajı, Boyner'de peeling ile birlikte kampanyada olması... Bilmem ki, içimden geldi işte.

Daywear Plus nemlendirici cildime şimdilik iyi geldi gibi, hafif, ferah. Kokusuna hasta oldum :) SPF 15 olması iyi. İdealist sanırım çoğu insanın beğendiği bir ürünmüş, umarım gözeneklerimin görüntüsünü en azından biraz düzeltir. Öyle güzel yapıyor ki cildi, yumuşaaaacık. Micro-d termal maske ise çok ilginç bence. Peeling yaptıkça ısınıyor gerçekten, alışveriş sırasında elimde denedik ama henüz evde denemeye fırsatım olmadı. Hemen arkalarında ise hediye makyaj çantam var.

Haftanin Hosluklari

Kaç gün olmuş yazmayalı! Kendime bu kadar vakit ayırdığım yeter... Bilmiyorum size de oluyor mu ama günler sanki deli gibi hızlı akıp geçmeye başladı, bi bakıyorum hafta başı, bi bakıyorum cumartesi gelmiş yine... En son hatırladığım doğumgünüme 10 koca gün vardı, şimdi nisanın ortası!

*Yusuf Güney-Aşkım Aşklarından Bulasın, Sıla-Sevişmeden Uyumayalım, Duman-Senden Daha Güzel (bayıldım, bayıldım)

*İkea kokulu mumlarıma yenilerini ekledim. Kakaolu pasta, krem karamel ve vanilyalı-tarçınlı çörek kokuyor :)

*Marks&Spencer'dan askılı, siyah, etekleri inek desenli geceliğim. Ohh ne rahatmış yahu...

*Stephenie Meyer'den Twilight Saga 4. kitap: Şafak Vakti. Oleyyyyy...

*Gossip Girl 20. bölümü de izledim sağlıcakla. Bana bakın, şeytani Chuck ve Blair birlikte olmazsa sizi gebertirim! (XOXO Gossip Girl'e kafayı takmış girl)

*Activia Kivili çıkmış. Denemeye korkuyorum, ama çokkkk merak ediyorum.

*İkea'dan laptop için kucağa koyma zımbırtısı aldım. Ne gereği varsa, para tuzağı kuzum bunlar :S (Buradan, bloğumu aldığım şeylerden haberdar olmak için okuyan ve çatır çatır hesabını soran sevgili kocaya sesleniyorum: '' Hayatım, kanapede otururken laptopta zorluk yaşama diye aldım, senin iyiliğini düşünüyorum bennn, vallahi...'' :masum smiley: )

Çatır çatır hesap sorma örneği: '' Hımmm, 3 tane converse haa, ilginç... Ooo 5 tane Mac allık haaa, canım karım benim... Para mı basıyoruz lam biz !? '' Vee bendeniz karşıdan : 32 diş sırıtan smiley :

* Koca şehirdışındayken kankayla DVD'de True Blood ve pizza partisi :) Allahım iyi ki diyetisyenim bloğumu bilmiyor :pişman smiley:

* Ne yaparsam yapayım Yumoş mavi'den vazgeçemiyorum. Benim için BUDUR ABİ... Ama ekstrası değil, normali. Ben sevmiyorum ekstraları, makinem tıkanıyor ya da ben beceremiyorum pehhh.

* Sürekli Tupperware'den bişiler almaya başladım, yok domatesin bozulmadığı hava düğmeli kap, karpuz marpuz koyulacak kap, yok peynir kabı, yok mikrodalga kabı, yok kurabiye açma minderi, yok buzluk için özel kap kacak. Bu annem beni kötü etkiliyor :) Tupperware saadet zinciri halkası oldu kendileri.. Annemlerin buzdolabını bir açtım, sıra sıra plastik kaplarla dolu, abbovvvv.. Tabiki de aradığım şeyi bulamadım!

Hayır daha da ilginci, annemin toz şeker için aldığı küçük termos gibi birşey. Ve en inanılmazı, babamın kahvaltıda çayına o shaker kılıklı şeyi sallayıp şeker dökmesi. Benim astığı astık kestiği kestik babammmm! (Bakınız: Kurt kocayınca bıdı bıdı... )

* Tamek % 100 nar suyu, çok kötü çokkkk. Nar dışında herşey olabilirmiş yani...

*Bu hafta en sonunda Juvena narlı vücut peelingim bitti. Clinique total turnaround konsantrem bitti. Lush sample duş jellerim bitti. Clinique 2 numaralı toniğim bitti, 3 numaraya başladım. Kendimle garip bir gurur duymaktayım :)

*2 gündür sakin sakin, derinden gelen bir başağrım var. Çok mu taç taktım bu hafta, eveett. Ee ama saatler önce çıkardım, neden hala ağrıyor?

*Stradivarius yeni sezon beni benden alıyor, öyle böyle değil!

* Taç demişken, bu hafta çok cici taçlar aldım kendime. Sabahları saçlarımla kavgada yenildiğim için hayatımı kurtarıyorlar! Birkaç tane daha yeni ürün var. Yeni cicilerimin yazıları bol fotoyla bugün yarın burada.

* Anneciğimm bana zeytinyağlı iç baklalı enginar yapmış, müsaadenizle onu yicem :)

U Donusu

Eskisi kadar yazmadığımın gayet farkındayım :) Bunun için özür dilerim... Ama bu aralar herkesin ruh hali bir garip değil mi? Mesela ben bu ara internet denen nimet hayatımın %70'ini kaplarken keskin bir U dönüşüyle bunu % 10'lara falan indirdim... Bazen insana geliyorlar ya deli deli... Baktım ki evimin işi bitmiyor, yetişmiyor, bayılarak aldığım kitaplar kütüphanede öksüz öksüz bekliyor, sevgili koca benim ilgisizliğimden dolayı kendini mütemadiyen koltukta uyumaya veriyor, eve haftada 2 kere pizza geliyor, 4 gün dışarıda yeniyor, kalan tekkk bir gün ben uyduruk bir yemek yapıyorum! Dahası da var, 5 gün önce astığım çamaşırlar hala ipte bekliyor kaskatı kesilmişler, buzdolabı bomboş kendi kendini soğutuyor, baharlık giysiler elden geçirilmek istiyor, aldığım DVDler arkamdan ağlıyor...

Durum böyle olunca, ''titre ve kendine gel'' modeliyle Caramel olaya el koymaya karar veriyor. Evime ve kocama faydam dokunsun biraz :) Anlıyacağınız Caramel bahar vitrini değişikliğine girdi :)

Dün hava çok güzeldi, akşamüstü Astoria'ya uğradım. Ruhuma sakin bir hediye vereyim dedim... D&R'dan Kraliçenin Soytarısı kitabını aldım, oturdum Kitchenette'e... Naneli limonata, light havuçlu kek ve huzurlu müzik eşliğinde saatlerce kitabımı okudum. Benim gizli yerim orası, neden bu kadar seviyorum bilemiyorum. Dostlarla sohbet de, kendi kendime huzur da çok tatlı geliyor Astoria Kitchenette'te... Ondan sonra kocayla beraber ver elini Arnavutköy Ali Baba Balıkçısı :) Sonra da buz gibi sahil havasında yürüyüş... Güzel bir cuma akşamıydı :)