Öncelikle milletimizin "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı"nı kutlarım... Lütfen Atatürk'ümüzün bize armağan ettiği bu güzel vatani, o nadide insani hiç unutmayarak daha çok düşünelim, koruyalim kollayalim... Lütfen...
***********************************************
Çok geç oldu ama nihayet ballandira ballandira anlatabileceğim :) Umarim okurken sıkılmazsınız, biliyorum uzun olacak yazilar ama herşeyi anlatmak istiyorummm :)
Bu arada söylemem gerek, yazilarimda fazlaca i harfi göreceksiniz, bunun sebebi laptop klavyesindeki ı harfinin mefta olmasidir. Kusuruma bakmayin lütfen, sadece Türkçe'deki lastik kelimeler için I harfini zorluyorum :)
İnsan New York'u anlatmaya nereden başlar :) Anlatacak o kadar çok şey var ki...
Efenim 10 Eylül'de Fransa'dan New York'a aktarma yapmak üzere tek başina Air France uçağima bindim. Fransa'ya kadar olan yolculuğum ortalama bir uçuştu, yedim içtim, Fransa'da 1 sene okumak üzere giden yan komşu kizlarla sohbet ettim... Aktarmamin arasinda 1 saat olduğu için çok korkuyordum çünkü Türkiye'den rötar yapsaydi, diğer uçaği kesin kaçiracaktim. Fakat kaptan pilotumuz, kahramanimiz beni o sefil duruma sokmadi neyse ki :) Uçaği kaçiririm, bavullar benden önce gider, bulamam korkusuyla kabin valiziyle gittim New York'a ben!
Fransa'da indiğimde ise ummadiğim kadar programli bir karşilama beni bekliyordu. Özel bir görevli tahsis edilmiş, bizi aldi, arabayla diğer uçağa yetiştirdi... Beklediğim hiçbir problemle karşilaşmadim! Fransa uçağimin tersine, NY uçağim bir içim su! Koltuk arkasi tv beni benden aldi zaten :) 2 vizyon filmi, 1 CSİ dizi, güzel yemekler, biraz müzik derken bir baktim okyanusu geçmişim :) Tabii ki bu kadar kolay olmadi, bu okyanus geçme hikayesi gerçekten insan bünyesi üzerinde çok değişik etkiler birakiyor. Fakat tv sayesinde en azindan vakit daha hizli geçti.
Uçakta elimize bir belge tutuşturdular, yaninizda neler bulunuyor gibilerinden.. Belgeyi özenli özenli doldurdum, zaten sorunuz olduğunda hostesler çok yardimci oluyor.
Ayrica hostes demişken bahsetmem gereken bir komedi var. Öncelikle ben fransizca ve ingilizce biliyorum. Fransiz havayoluyla gittiğimiz için hostesler kişilerin hangi dilleri bilip bilmediğini kestiremiyor ve ortaya çok komik cümleler çikiyor. Örneğin su almak ister misiniz derken hostesler fransizca başlayip cümleyi ingilizce bitiriyor, ben sorulan fransizca soruya ingilizce cevap veriyorum ya da ingilizce sorulan soruya fransizca... Bolca yabanci dil çarpişti anlayacağiniz :)) O kadar uzun saatlerce bu dil karmaşasini yaşadiktan sonra Amerika'da kafami nasil toparladim bilemezsiniz, çok zor oldu yahu... İlk indiğim zaman çerçevesinde ingilizcemin içinde fransizca kelimeler uçuyordu, siz tahmin edin!
Ve en sonunda NY'a inişimiz gerçekleşti... Pasaport kontrolü siram azicik uzundu ama havaalaninin kapisina çiktiğim an herşeye değdi :) Hemen bir sari taksiyle kuzenimin evine gittim. Fakat JFK havaalanindan kalacağim eve giderken nasil kötü yerlerden geçtik, nasil korktum... İçimden diyorum ki şimdi yer yurt bilmiyorum, bu adam beni nerelere götürecek, ah Caramel izlediğin bütün kriminal diziler gerçek olacak, nasil ücra yerler burasi, hep hayal ettiğim NY bu mudur???
Neyse ki şehir içine vardiğimizda korkum geçti ve New York'un en güzel yerlerinden biri olan West Village'daki evimize geldim. New York, ilk gecemde beni yağmuruyla karşiladi :))
Arkasi yarin :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder